22 Şubat 2014 Cumartesi

23. hafta ve ilk 12'ye dönüş

İkinci hamilelik farklı oluyor diyorlardı. Şimdi içinde bulunduğum "farklı" psikolojinin sebebi sadece bunun ikinci sefer olması mı, emin değilim. Sanırım Deniz'den sonra 2 tane bebeğimi gelişimleri devam etmeyip kaybettiğim için hamilelik ve doğum konusunda iyimserliğim ve rahatlığım azaldı. İlkinde nerdeyse sıfır olan endişe oranım bir hayli yükseldi. Öyle ya, hiçbir konu için "benim başıma gelmez canım" diyemeyeceğimi hatırlattı olanlar bana. Şimdi 23. haftaya girdik, hala bir diken üzerinde olma hali. 2 güm önce detaylı ultrasona girdim, bebek güzel gelişiyor, herşey normal. Bir şey hariç, ve o da bana huzur vermiyor. Doktor rahmimde 1-2 tane ( büyük ihtimalle geçirdiğim 2 mecburi kürtaj yüzünden oluşmuş olan) "yapışıklıklar" tespit etti. Bunlar rahmin iki çeperi arasında bağlı duran ince ipler gibi. Anladığım kadarıyla önemli olan yerleri dolayısıyla bebeğin hareketlerini ve büyümesini etkilememeleri. Doktorum uzun bir incelemeden sonra bende böyle bir durum olmadığını söyledi. Oğlumuz serbestçe hareket edebiliyormuş. Ama bu teşhis tam benim "bu çocuk neden hala şöyle sıkı bir tekme atmadı, Deniz bu haftalarda içerde horon tepiyordu, babası da dışarıdan rahatlıkla hissediyordu" şeklindeki düşüncelerimin tam üstüne gelince doktorun söyledikleri içimi çok da rahatlatamadı. Şimdi bol bol kendimi dinleyip (daha doğrusu bebeğimi dinleyip) hareketleri normal mi anlamaya çalışıyorum. Doktor 3 hafta sonraya randevu verdi ama ben 2 hafta dayanırsam iyidir... Bu arada hamileliğimin başlarında telefonuma yazdığım kısa notlar vardı, bir türlü buraya geçirip yazı haline dönüştüremediğim. İlk 12 haftaya küçük bir "flash back" yapıp onları oldukları gibi yayınlıyorum:

12. Hafta

Sonunda beklenen ve hiç gelmeyecek gibi görünen 12. hafta kontrolu geldi! Aslında gerçekten de gelmeme riski olduğu için korkuyordum. Şimdi ise 12yi tamamlamaya 2 gün kaldı. Bu cuma 2'li test için doktora gideceğiz ve herşey yolundaysa 1-2 gün sonra da serklaj. Şu meşhur 12. hafta kitaplarda ve makalelerdekine tam uyan tanımlarıyla gelişini her türlü hisssettirdi. Ne derlermiş ikinci trimester için: "Hamileliğin altın çağı". Gerçekten de 12 nin başından itibaren bulantılar azaldı, baş dönmeleri ve yoğun tadlardan kokulardan rahatsız oluşum da geçti. Tabii bu beraberinde 3 aydır canım istemediği için yanından geçmediğim tatlılara özlemi ve iştahı da beraberinde getirdi. Şimdiye kadar kendiliğinden oluşan tatlısız beslenme şekli için artık nefsimle mücadele etmem gerekecek demektir!Gazam mübarek olsun! Bir yandan da hormonların insan vücudundaki önemini ve değişikliklerden nasıl sorumlu olduklarını tecrübe ediyorum. Tam kitabına uygun şekilde bu hafta karnım belirginleşti (bu hafta rahim yukarı çıkarmış o yüzdenmiş) sık sık tuvalete koşturma maratonu hafifledi ve kendime bakışım, bedenimi görüş şeklim değişti. Şöyle açıklayayım: şimdiye kadar karnımda bir şişlik ile kendimi son derece şiş ve kilolu, seksapelden uzak hissedip ne giyinmeye ne makyaj yapmaya en ufak istek duymadım. Yapsam da kendimi hiç beğenmedim. 12. haftanın sihirli günleri bir başladı ben tekrar ben oldum. Acilen gidip üzerime oln (ve ileriki aylarda olacak olan) pantolonlar aldım, birkaç yeni takı, gözleri ortaya çıkaran bir makyaj ve bir de baktım ayna karşısında gayet kendinden hoşnut bir kadın. Hatta gece hangi geceliği giyse de XL olmuş yeni göğüslerini kocası fark etse diye düşünen bir kadın! 2 gün öncesine göre olsa olsa daha şiş bir karna ve sivilceli bir yüze sahip olduğuma göre (gerçekçi bir bakış) bendeki bu psikolojik değişiklikten hormonlarım sorumlu değilse nedir?

9. hafta

Günün özeti: 8'e doğru Deniz'le beraber kalkış, biraz çizgi film, kahvaltı ve 10 civarı okula gidiş. Dönüşte ayakta zor durma ve kendimi yatağa dar atma hali. l1 civarı uykuya dalış ve 14:20'de kalkış! Ne kadarı hamileliğin 8+6 sından, ne kadarı geçmekte olan gripten bilmiyorum ama uykuya doymuyorum. Yeni rutinim bu şekilde. Sonra bloglar aleminde veya ev işiyle 2 saat ve Deniz'i okuldan almamla annelik mesaisi gene başlıyor. Bu aralar hayatım 2 haftalık bölümlere ayrılmış durumda. Doktor kontrolü, bir 2 haftalık süreci bitirip diğerini başlatıyor. Her kontrolden sonra "bu 2 hafta nasıl geçecek şimdi!" duygusuyla ayrılıyorum hastaneden. Bugün mesela iki haftalık sürecin tam ortasındayım ve içimde endişe had safhada. İçimdeki bebeğin 9 haftalık kalbinin hala atıp atmadığını öğrenmem gerek. Sanırım yarın doktorun istediği rutin idrar ve kan tahlillerimi yaptırmaya hastaneye gittiğimde bir kadın doğumcunun (benim doktorum evden çok uzakta olduğu için başkasının) kapısını çalıp ultrasonla bakmasını isteyeceğim.

8. Hafta

Önceki 2 bebeği 7. e 8. haftalarda kaybettiğimiz için bizi en çok korkutan ve heyecanla beklediğimiz o 8. hafta randevusunu mutlu haberlerle atlattık. Kendi kalp atışlarımdan bebeğinkini duyamayacağız diye düşünürken onunkiler daha da kuvvetli, gümbür gümbür gelip odayı doldurdu. 1,3 cm boyunda bir canlının, bir insan müsveddesinin şimdiden kalbinin olması gene bize mucizesini iliklerimize kadar hissettirdi.Derin bir "oh" çekip rahatlamak üzereydik ki, doktorumuz risklerin 12. haftaya kadar devam ettiğini, bunun önemli bir dönemeç olmasına rağmen asıl 12. haftadan sonra rahatlayacağımızı hatırlattı. Olsun, bundan sonrası için içimiz daha rahat. Umarım hayat bizi haksız çıkarmaz, çok erken sevinmemizin öcünü almaz.

7. Hafta

4. hamileliğimin 7. haftasındayım. 13 kasımda gideceğimiz 8. hafta randevusu yaklaşıyor. Bütün umudum bu hamileliğin ilki gibi müthiş bir aşkla sonuçlanması. Bir anne ile bebeğin aşkı. Bugün Deniz'in okul arkadaşının evine gittiğimizde onun 1 yaşındaki kardeşi ile ilgilenen annesini izledim ve hafif bir dehşetle o yaş çocuklarının ne kadar yorucu olabildiklerini hatırladım. Hala bana oldukça bağlı olan ve çok ilgi bekleyen kızım da varken böyle bir meşgale nasıl olacak diye biraz gözüm korkmadı değil. Ben karakterim gereği olsa gerek bebek büyütmenin en büyük zorluklarını unutmuşum anlaşılan. Ama yapacak birşey yok! bebek özlemi aylardır bacayı sarmış durumda! Kendimi geçtim, kızım için bu kardeş yapılacak. Şimdi yapmam gereken tek şey, mide bulantısı ve bolca baş dönmesi olarak kendini gösteren bebeğimi beklerken çok sevdiğim hamilelik döneminin tadını çıkarmak.