4 Ekim 2009 Pazar
Bebeğimizle İlk Tatil
Uzun zamandır planladığımız ve iple çeke çeke sonunda getirdiğimiz tatilimize çıktık ve başarıyla, sorunsuz bitirip geri bile döndük. Kızımız 2,5 aylık çıktığı seyahatten neredeyse 3 aylık kocaman bir kız olarak döndü. Bir çıkışta arabayla İstanbul-Cunda Adası-Manisa-Çeşme-Manisa-İstanbul yaptı, deniz kenarı da, üzüm bağları da gördü. Babaannesini, halasıgilleri ve babasının sülalesinden birçok kişiyi tanıdı. Bolca hayranlık ve altın topladı :) Bizi de hiç üzmedi. Yollarda hep araba koltuğunda güzel güzel uyudu, hatta kaka yapışı bile o kadar mükemmel zamanlamaya sahipti ki, ya tam yola çıkmadan önce, ya tam feribota binerken!
Şimdi buraya "alın bebeğinizi tatile gönlünüzce çıkın, bebek olunca hiçbir yere gidilmiyor lafına inanmayın" yazacağım ama biliyorum, bizimki gibi sakin, problemsiz, bakımı kolay bir bebekle mümkün olanlar sürekli ağlayan kolik bir bebekle mümkün olmayabilir. O yüzden bu konuda ukalalık etmemeyi tercih edeceğim ve kızım Denizciğime bize güzel bir tatil yaptırdığı için teşekkür edeceğim. Netekim yakın bir arkadaşımız aynı tarihlerde bebeğiyle Ege kıyılarına tatil için yola çıkmış, fakat ufaklık o kadar ağlamış ki yoldan geri dönüp tatili gelecek seneye ertelemek zorunda kalmışlar. Başka bir arkadaşım ise tatile gitmiş gitmesine ama orada da uykusuz geceler geçirip gün içinde de bebek pışpışlamaktan denize ancak uzaktan bakabilmiş. Yani bu işler tamamen bebeğinizin kolik olup olmamasına, arabada yolculuğa nasıl tepki gösterdiğine falan bağlı. Bebişlerle ilgili pek çok konuda olduğu gibi tek bir doğru yok, fakat bizim doktorumuz dahil pek çok annenin de dediği gibi, eğer çok ekstra bir durum yoksa bebeğinizden korkmamak daha iyi. Onunla bir yerlere gitmekten korkup çekinmezseniz o da rahat oluyor. "Bebekle hiçbir yere gidilmez" ci annelerin pek çoğu bebekten değil annelerin rahatsızlığından kaynaklı gözlemlediğim kadarıyla.
Her yerde, her koşulda!
Biz bu tatilde her yerde her koşulda emzirebilme yeteneğimizi biraz daha geliştirdik. Bence tatil öncesi rahat etmek için bu konuda tecrübeniz yoksa biraz açık havada emzirme egzersizi yapın. Deniz kenarında otururken şezlongda veya deniz kenarında sofrada balığını yerken memeyi çıkarıp emzirivermek çok rahat. Bunun için kamuflaj amaçlı satılan bir ürün var ama doğrusu ben buna hiç ihtiyaç duymadım. Kalabalık ortamlarda omuzuma attığım bir şal veya tülbent işimi gayet görüyor ki tenha ortamlarda ona bile gerek yok bence. Deniz de açık havada bulunmaktan çok zevk aldı ve açık havada beslenme sonrası hemen uyumaya devam etti. Sadece bir kez, Alaçatı'da sörf yapıp denizden çıktığımda emzirmek için acele ettiğimde memenin soğuk ve tuzlu olması yüzünden sorun yaşadık. Bir attı ağzını meme bildiği meme değil, bastı yaygarayı! Bir deneme daha, daha da çok bağırmaya başladı! Zavallı çocuk hayatında ilk kez memeye bile güven olmadığını öğrendi. İçme suyuyla tuzdan arındırıp elimle ısıttıktan sonra önce bir süpheyle yaklaştı ama sonunda mutlu sona erdi kızım.
Emzirmeden başka alt değiştirmeyi de her koşulda yapabilmek iyi oluyor. Bunun için şu bebeğin bütün ıvır zıvırını yerleştirebildiğiniz bebek bakım çantaları çok kullanışlı. Benimkinde bir de muşamba alt değiştirme minderi var ki her zeminde iş görüyor. Ama alt temizliği bebeği kısmen soymayı gerektirdiğinden daha uygun hava şartları istiyor. Yoksa soğukta ve esinitide popoşu üşütmek de var!
Usluluk da bir yere kadar!
Uslu uslu dediysek, bu da bebek sonuçta. Cunda'da yıldızlar çıkmış, ay tepeye yaklaşıyor, pancar motorlu balıkçılar kıyıya pata pata dönüyorlar ve bizim çekirdek aile güzel bir restoranın en kıyı masasını mezlerle donatmış keyif yapıyor... iken Deniz ağlamaya bir başladı! Önce sükunetle karşıladık, bizim kızımız uslu ya! Arabasından aldık, biraz baba hoplattı gezdirdi, olmadı anne kokusu ister dedik ben aldım. Gene susmadı, dur bakalım meme vereyim dedim, her derda deva susturucu ya meme... Emdi emdi, bıraktı, ağlamaya aynen devam. Hatta aynen değil daha da şiddetli. Babası hafif esintiden ve diğer yemek yiyenleri rahatsız etmekten çekinerek "çok uslu" kızımızı alıp restoranın içine gitti. İleri geri geziyor, pışpışlıyor, hoplatıyor ama nafile. Kızın ağlaması çığlıklara dönüştü, benim bile kulağıma geliyor. Sonunda babayı masayı gönderip ben içerde susturma çalışmalarına devam ettim. Uzun bir ileri-geri yürüme ve konuşma sonrasında bizim ufaklık sakinleşti ve uykuya geçti. Tekrar arabasına yatırıp yemeğimize kaldığımız yerden devam edebildik. Bir de bu sırada babası ile uzaktan Deniz'in hallerini birbirimize anlatmak için bir dizi el işareti geliştirdik. "Uyumak üzere" "Problem var,ağlıyor" "Uyudu", "Gazı var" gibisinden her durum için uzaktan görebileceğimiz bir el işaretimiz var artık. Ama neyse ki tatilin geri kalanında bir daha ihtiyaç duymadık.
Yanımıza neler aldık
Bizim kızla ilk tatilin beni en çok düşündüren yanı yanımıza neler alacağımız konusuydu. Bu konu yola 2-3 gün kala beni strese sokmaya başladı. Ben de hiç risk almayarak konuyu en basit şekilde çözdüm: Herşeyi aldım! Deniz'in normal bakım malzemelerini (tarak,bezler,yağ,pişik kremi, tırnak makası, popo silme malzemeleri, burundan sümük çekme zımbırtısı vs) zaten 3 günlüğüne de gitsek 33 günlüğüne de bizimle gelecekti. Onun dışında hem yazlık hem kışlık bütün kıyafetlerini (zaten küçücük küçücük olduklarından yer tutmuyorlar), göğüsten süt çekmeye yarayan pompa ve yan ürünlerini, tabii ki göğüs pedlerimi, ince ve kalın battaniyeleri, yazlık ve kışlık şapkaları, işe yaramasa da rezene çayını, biberonu, kullanmasa da emzikleri (emzik verince yüzünü buruşturup tükürüyor, herşeyi emiyor, emzik hariç!), iampuan ve sabununu, havlu ve tülbentlerini bir çantaya doldurdum. Pusetten başka içinde yatırmak için abimin kızından kalma port bebeyi, her ikisine uygun cibinlikleri (çok önemli!) ve yağmurluklarını aldık, hatta gündüz içinde oturmayı sevdiği ana kucağını almak üzere söktük ama arabada yer kalmadığından bıraktık. En önemlisi de doktorumuzu arayıp ateş düşürücü ve böcek sokması gibi durumlar için tavsiye ettiği ilaçları çantaya attık. Neyse ki ilaçlara ihtiyacımız olmadı (pardon, böcek sokması ilacını ayağımdan arı sokunca ben kullandım!) ama hazırlıklı olmak iyidir!
Hatta bütün bunlardan başka evdeki alt değiştirme masasının yanında duvarda yapışık olan ve Deniz'İn bakıp bakıp güldüğü zürafasını bile 2 müzikli oyuncakla birlikte yanımız aldık. İyiki de almışız! Biraz mızmızlandığı zamanlarda oyalamak için çok işe yaradılar.
Neleri kuulandığıma gelince: En kalın ve en ince kıyafetleri pek kullanmadık. Süt sağma pompasını ve biberonu, emzikleri ve rezene çayını tahmin ettiğim gibi kullanmadık. Diğer bütün bakım malzemelerini, battaniyeleri vs kullandık. Cibinlikler kilit objeler, bütün gün açık havada geçince çok lazım oldular. Banyo malzemelerini de kullandık çünkü oralarda da yıkanmaya aynen devam! Bu sefer küvetimizi almadığımız için annenin veya babanın kucağında duşla veya maşrapayla akan suda yıkanmaya geçtik. Gördük ki bizim kız yıkanmanın her türlüsünü seviyor!
İşte böylece hayatımızın ilki, ama sonuncusu olmayan bebekli tatilimizi bitirip döndük. Tatilin uzunu ve kötüsü yoktur. Bu 2 hafta az bile geldi. Kapıda Deniz'i kucağımızdan kapıp bizi elimizde bavullarla oracıkta bırakan hala,kuzen ve babaannenin haline bakılırsa pabucumuz çoktan damda ve onların özlemini yatıştırmak için sık sık bu seyahati tekrarlayacağız.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
süper, okudum, bayıldım, hayran kaldım, maşallahhhhh.... hem kızınıza hem de size:)
YanıtlaSilbiz de kısmetse Ela 5 aylık olduğunda Adana'ya gideceğiz günü birlik gezmeye. Sadece orayı merak ettiğimiz ve uygun uçak bileti bulduğumuz için:) Henüz kızımızı kucağımıza almak için bekliyoruz ama inşallah kızımız Deniz gibi uyumlu bir bebek olur ve anne babasının gezme sevgisini paylaşır.
merhaba sızın bloğu daha hamıleyken okumaya başladım kızım 12 eylul gecesı dunyaya geldı daha yenıyız yanıı:))) şu emzık olayı çok hoşuma gıttı bızımkıde elı dahıl herşeyı emerken çok istememe rağmen emzığı verdığımde suratını buruşturup hatta bazen mıdesı bulanıp atıyor..bu senenın çocuklarının ortak ozellığı sanırımm
YanıtlaSililk bebegim dogdu zaman degil tatile cikmak , ben evden cikmaya bile tirsiyordum :) cunku cok asiri aglayan bir bebekti . e ustune benim acemiligimide eklersek ! sonuc ortada .
YanıtlaSil2. dogumda ben olaya daha hakimdim . sanirim bunu bebekte hissetti . ben ne kadar sakin ve paniksizsem bebegimde o kadar huzurlu oldu . her yere gittik :) hic problem yasamadik . gercekten bebek annenin duygularini anlayip ona gore davraniyor :) bakalim 3. bebekte neler yasayacagiz ?:)
firdevs sana kesınlıkle katılıyorumm...ben yenı anne oldum şu ıkıncı msj bana ait:)) bebeğim yenı doğduğunda ıkıncı gece hıç susmadan ağladı hastanede ve ben hayatımın sonunun geldığını hgıssettım sankı hıç durmıcak gıbıydı başbaşa kalmaya korkuyodm bebeğımle şimdi herşeye hakımım bunu bebeğımde hıssedıyo sanırım kesınlıkle olay sakın ve panıksız olmaktan gecıyoo
YanıtlaSilışıl
Dağlar kızı: Çok teşekkürler övgülerin için.. İyi bir hamilelik ve rahat, sağlıkla geçen bir doğum dilerim.
YanıtlaSilAdsız: Tebrikler! Ne güzel zamanlar değil mi! Emzik verme çalışmalarına devam ediyorum ama hala alışmadı bizimki.
Fİrdevs ve Işıl: Evet ben de aynen böyle olduğunu düşünüyorum.