Kızımızın dış dünyayla pek ilgisi olmayan mini minnacık bir bebek olmaktan çıktığından beri ilk tatilimizi yurt dışında, annemin memleketi olan Polonya’da yaptık. 11 aylık olan Deniz iyiden iyiye hareketlenmiş, sürekli yürüme ve keşif çalışmaları yapar olduğundan 2 saatlik uçuşun nasıl geçeceği konusunda kuşkuluydum. Bir de uçuşumuz öyle bir saatteydi ki Deniz’in normal öğleden sonra uykusu tam bizim havaalanında olduğumuz saate denk geliyordu. Uyku saati geçtikten sonra Deniz’in daha da enerjik ve kuduruk olması yüzünden bu durum beni endişelendiriyordu. Sonradan gördük ki bu çok da fena bir zamanlama değilmiş. Nitekim Deniz havaalanında bulunduğumuz süre boyunca uyumadı (tahmin ettiğim gibi) ama uçağa biner binmez memeyi alıp uykuya daldı. Hem kulakları ağrıyacak mı diye endişelenmekten kurtuldum, hem acıkmış olduğumdan çok güzel gelen yemeğimi rahat yedim hem oyalama derdim olmadı. Gel gör ki uçak kalkana kadar içerisi çok sıcaktı ve Deniz’le terden birbirimize yapıştık, sadece kısa kollu tulumuyla kalana kadar soymuş olmama rağmen. Sonradan klimalar çalışınca, bu sefer terli terli üşümesinden korktum ama sağ salim atlattık yolculuğu. Son yarım saatte falan uyandı, o da önde ve arkada oturanlara şirinlik yaparak, insanları rahatsız etmek bir tarafa, onları eğlendirerek geçti.
Tatilimizle ilgili babasının da benim de, hatta ailenin geri kalanının da gözlemi aynıydı: tatil Deniz’e yaradı! İlk adımlarını büyük annesinin (benim anneannemin) evinde dedesinin elinde oyun oynarken attı. Dedesi koştururken ellerini bırakmış da bizimki heyecandan farkına varamayıp farkına bile varmadan 4-5 adım kendisi koşturmuş. Sonraki günlerde ise en büyük eğlencesi bir babasına bir bana yürüyüp kendi kendine alkış yapmak oldu. Hali çok görülesiydi! O 2-3 metrelik mesafeyi eller önde, sarhoş bir adam gibi paytak paytak geçip hedefteki kişiye ulaşınca büyük bir mutlulukla kahkalar atıyor, bir de bana bakıyorlar mı diye odadaki diğer kişilere dönüp sevinçle alkış yapıyordu. İşin ilginç tarafı bu anlattığım tatlı ilk adımların üzerinden en az 1 ay geçmiş olmasına rağmen yürüme konusunda hala çok ilerleyemedik! Sadece artık o kadar sarhoş değil, daha kendinden emin ve düzgün yürüyor, bir de elinden tutulursa koşuyor. Şimdi merdiven inip çıkmanın keyfine vardı ki bu bizim için hiç de iyi olmadı (belki de iyi oldu, biraz fazladan kalori yakıyoruz!).
Yürüme konusundan başka sosyallik ve karakter olarak da Deniz bu tatilde çok gelişti. Varşova parklar bahçeler ve çocuk oyun alanları açısından çok zengin olduğundan günlerimiz açık havada, kum havuzlarında, çocuklar, ördekler, köpekler, güvercinler, tavus kuşları, sincaplar arasında geçti. Deniz diğer çocuklara müthiş bir cana yakınlıkla yaklaşıp bütün havyaların peşinde koşturdu, parkta oynamanın zevkine vardı, ilk defa yumuşacık kumlarda ve uçsuz bucaksız halı gibi çimenlerde emekledi, yerlerde yuvarlandı. Bu sebepten mi bilmem, Varşova’da yapılmasını istemediği şeylere tepki göstermeye, isteyip istemediklerini çok net ifade etmeye başladı. Bize öyle geldi ki karakterini belli etmeye başladı benim minik börülcem…
Maşallah Deniz'e. Hep mutluluğa atsın adımlarını, gülerek koşsun sevdiklerine:)
YanıtlaSilMasallah Deniz'e, buyuk bir hızla buyuyor :))
YanıtlaSil