Geriye dönük koltuk alırken ne çok düşünüp araştırdığımı blogu izleyenler bilir. Şüphelerim olmasına rağmen sonunda daha güvenli olanı seçmenin rahatlığı ağır bastı ve geriye dönük seyahate karar verdim. Tabii diğer bu tip koltuk seçenler gibi ben de sürekli tanıdık tanımadık insanlardan "niye bu çocuğun koltuğu böyle, midesi bulanacak!" cümlesiyle milyon kez karşılaştım. Neyse ki mide bulantısı veya başka bir problem yaşamadan uzunca bir süre seyahat etti deniz. İstanbul'dan Antalya'ya ve Manisa'ya gidiş dönüşleri sorunsuz geçirdik. Hem de kaç kez. Ama son günlerde, sen bir aydır falan, Deniz araba koltuğuna oturmayı çok feci bir şiddetle reddetmeye başladı. Hatta işi büyüttü ve ben araba kullandığım, anneannesinin yanında oturduğu bir gün çıllgınca ağlayarak beni yanına istedi. Mecbur annem arabayı kullandı, ben hanfendiyi kucağıma aldım. Zaten bu durumlarda baştan hata yaptık, onu da kabul ediyorum. Ağlıyor diye 1-2 kere kucağa alırsanız olay bitmiştir, artık dizginleri çocuğun eline kaptırmış oluyorsunuz. Ben bu hatayı yaptım, aman siz yapmayın. Gelin görün ki hiç bir ikna veya korkutma çalışması, başka çocukları örnek gösterme, polisin bizim ricamız üzerine Deniz'e kızıp oturması konusunda uyarması falan, hiçbir şey işe yaramadı. Deniz kesinlikle koltuğu reddediyordu. Sonunda Çeşme dönüşü zorla oturtup ağlasa da zırlasa da kemerlerini bağladım. Zaten bir süre sonra bitmez gibi görünen ağlama sona erdi, hatta kendisine yaptığım oyunlar sonunda gülüp eğlenmeye bile başladı. Bİr-Birbuçuk saat güle oynaya gittikten sonra ani bir "anne al" krizini gene kucağıma almadan geçiştirdim ve kocaman bir kusmukla ödüllendirildim! O andan sonra da koltuğa oturtunca her seferinde kusmaya başladı. Analdık ki bir buçuk sensedir olmayan problem birden başlamış: Denizin geri geri gitmekten midesi bulanmaya başlamıştı. Başka çıkış olmadığını görünce öne dönük bir sonraki boy koltuğua geçiş yapmaya karar verdik. Bir sonraki boy 15-36 kiloymuş, Deniz de 14,5 kilo ve 96 cm. oldu. Yani olmaz değil.
Normal insanlar gibi, çok ince eleyip sık dokumadan, kafayı yemeden Joker ve ebebek mağazalarını gezip bir iki modele Denizi oturtup hemen karar verdik. GÜvenlilk testlerinden daha yüksek puanlar alıp "en güvenli" olarak tavsiye edilmesine rağmen kafalık kısmı biraz bunaltıcı görünüyor, ilerde Deniz sıkılıp oturmak istemeyebilir diye düşünerek Römer almadık. Maxi Cosi'nin bu sene çıkardığı güzel, ferah, kırmızı koltuğu seçtik. Deniz şu an çok severek ve beğenerek kendisi biniiyor koltuğuna. Anne baba kemeri bağlıyor olduğu için de ayrıca gururlu. (Bu boy koltuklarda normal kemer özel bir yuvadan geçirilip bağlanıyor) . Ön koltukta kimse oturmadığı zaman koltuğun kafalığını çıkarıyorum, ön tarafı da apaçık görüyor. Bana "anne büyük kamyon gördüm, anne yeşil ışık yandı, anne mavi arabada abi gördüm" diye kopilotluk yapıyor :) Umuyorum bu heves ve mutluluk geçici olmaz, hevesi geçince gene kriz çıkmaz. Ama çıksa da dersimi aldım, yeni koltuk bu konuda yeni bir tutumun başlangıcı olacak. Artık bahane yok, kucağa gelinmeyek! Mide bulatısı gene başgösterirse doktorumuzdan bir ilaç istenecek.
Herkese güvenli seyahatler. Umarım bebek koltuklarımızın güvenliğini test etme durumuyla hiç karşılaşmayız!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder