26 Şubat 2011 Cumartesi

Servikal Yetmezlikte Kafa Karıştırıcı Doktorlar

Hamileliğimde servikal yetmezlik tanısıyla bir serklaj (rahim ağzına dikiş atılması) operasyonu olduğumu ve bir süre yatıp sonra normal bir hamilelik geçirdiğimi önceki postlarımı okumuşsanız bilirsiniz. Bu blogu yazmaya başlarken bu konuda internette çok az kaynak bulabilmiş olmam ve ihtiyaç duyduğum paylaşımı kimseyle yapamamam çok önemli bir sebepti. Şimdi görüyorum ki çok haklı bir sebepmiş! Benim yaşadıklarımın benzerini, hatta çok daha kötüsünü yaşayan ne kadar çok anne adayı varmış! Bebeklerini arka arkaya kaybedenler mi isterseniz, bebeğini kaybetmemek için arka arkaya birkaç dikiş atılan mı... Ve bu zorlukları, üzüntüleri yaşayan herkesin ortak sıkıntısı internetteki bilgi yetersizliği.
Şimdi diyeceksiniz ki "Ne gerek var bu kadar internetten araştırmaya, her şeyi bilmeye çalışmaya, mevcut kaba taslak bilgilerle yetinip doktorunuza güvenmeniz gerekmez mi?"

Ne yazık ki iş o kadar basit değil. Bakın Servikal yetmezlik postuna gelen yorumlardan birinde, tüp bebek yöntemiyle zar zor sahip olduğu bebeğini kaybetmiş olan "Adsız" durumu ne kadar açık ve net anlatmış:
"...Bu aşamada maalesef her doktordan farklı bir yaklaşım alan biri olarak son çareyi kendi araştırmalarımla bulmak ve ne yapılması gerektiğine maalesef kendim karar vermekte buldum.
Hayatımın son 5 yılında bir çok farklı operasyona maruz kalmış, zaten normal yollardan bebek sahibi olamamanın yanın da bir de farkedilmemiş risklerle karşı karşıya kalan biri olarak her defasında farklı bir sonuçla yüzyüze kalıyorum. En kötüsü de bir doktorun önerisini diğerinin kabul etmemesi, dahası her yapılanın gerçekten de gerekli olup olmadığının şüphesine düşülmekte."

Aynı durumla ikinci kez hamile kalınca ben de karşılaşmıştım. Kendi doktorumdan başka birinden daha bu hamileliğin risklerini vs duymak istedim ve başka bir doktordan, saygın bir hastanenin prof. doktorundan randevu aldım. Görüşmemeizde durumumu anlatıp kendisinden bilgi-fikir-yorum istediğimi anlattığımda ilk gözlemim burnundan kıl aldırmayan , biraz ukalaca tavırları oldu. Haydi bu kişilikle, egoyla ilgili bir şey, çok önemli değil. Fakat söyledikleri de bir o kadar ilginçti. Doktorumun ilk hamileliğimde koyduğu servikal yetmezlik tanısına katılmadı. Farklı yönde bir tahmini veya tanısı olduğundan değil. Sadece "benim hastam o haftada o kadar rahim açıklığı ile gelse ben hiç birşey yapmam, bu gayet normal bir açıklıktır, ancak durumu gözlemler ve belki biraz istirahat önerirdim" dedi. Servikal serklaja gelene kadar iğneler var kasılmayı önleyen, onlardan yapılabilirdi" dedi. Sanki çok erken,gereksiz ve bilinçsiz bir operasyon geçirmişim gibi konuştu. Hatta doktorumun bunu muhtemelen para için yapmış olabileceğini ima etti ve benim doktorumu neye göre seçtiğimi sorguladı! Bana "acaba güler yüzlü olup sırtınızı sıvazlıyor olduğu için mi kendisini seçtiniz" gibisinden küstahça bir cümle bile kurdu! Zaten her halinden belliydi ki, bu profesör profesör olmuştu ama hastası ile güler yüzlü olup evet, sırtını sıvazlamanın, samimi ve empatik olmanın önemini hiç mi hiç öğrenememişti. Neyse ki benim doktorum (evet sempatik ve güler yüzlü olmakla beraber) iyi bir okuldan mezun, kendini pek çok eğitim ve sertifikayla geliştiren, gazete dergilerde yazıları olan, ve yakınımda birden fazla kişinin birbirinden habersiz gidip hep "çok iyi" yorumlar yaptığı bir doktor olduğundan, bir oparasyon parası uğruna mesleki itibarını hiçe sayamayacak kadar tok ve akıllı olduğundan bu imalar kafamı hiç karıştırmadı.
Ama bu profesör doktor, servikal yetmezlik tanısı olup serklaj yapması için benim geçmişte 1-2 bebeğimi kaybetmiş olmam gerektiğini söyleyince ben isyan ettim! Tabii binbir hevesle ve bazen güçlükle o bebeği yapıp sonra kaybeden kendisi değil! Onun için herşey o kadar basit. Bilemiyorum, belki de literatürde bu söylediğinin doğruluk payı var... Belki tam tanı için böyle bir geçmiş gerekli. Ama bu çok empati yoksunu, insanlar için (özellikle anne adayları için) bir bebeği kaybetmenin acısına çok yabancı ve umursamaz bir yorum gibi geldi bana. Belki başka opsiyonlar da vardı, belki farklı ihtimaller vardı, ama sonuçta bu ihtimallerden biri (hem de büyük bir oranda) bebeğimi kaybetmemdi ve diğer ihtimalleri bekleyip bizi riske atmayan, emin olmak için bebeğimi kaybetmemi beklemeyen doktoruma müteşekkirim. Tıp literatürü ne derse desin. Benim ikinci hamileliğim tamamen farklı sebeplerle sona erdi, ama bir üçüncüsü veya dördüncüsü olduğunda bebeğimi gene Erhan doktora emanet etmeyi düşünüyorum. Ve evet, seçimimde o profesörün küçümsediği ve kendisinde bulunmayan güler yüzün ve rahatlatıcı tavırların da fazlasıyla etkisi var ve bu gayet olmazsa olmaz bir kriter bence.

Sonuçta her doktor sadece bu konularda değil, tıbbın her alanında farklı görüşlere ve uygulamalara sahip. Bebek bakımı konusunda bile hepsi de mesleğinde gayet yetkin olan doktorların birbirinden farklı şeyler söylediğini ve uyguladığını duymuyor muyuz? Sanırım önemli olan hayat görüşünüze, ruhunuza da hitap eden, konuşabildiğiniz ve güvenebileceğiniz bir doktora denk gelmek.