27 Mayıs 2010 Perşembe

11 Aylık Olurken Deniz'in Halleri

Haftaya tam 11 aylık oluyor tontiş. Resmen büyüdü, abla oldu! uzunca bir ara da verdiğim için biriken konuları kısaca aktaralım bakalım:

DİŞLER

3 aylıkken diş etleri kaşınmaya başladı, "erkenden çıkacak galiba dişleri" derken 9 aylık olduğunda hala diş yoktu ortada! Sadece arada bir artıp azalan diş eti kaşıntıları ve huysuzluklar. Huyunda en ufak değişikliği, uykusuz geçen bir geceyi veya yükselen ateşi (meğer hasta olmuş kuzum) "herhalde bu sefer diş gerçekten çıkıyor" diye yorumlayan bir anne-baba. Ve sonunda 10 aylık olmak üzereyken ilk dişini ben gördüm. Genelde alttan tam ortadaki dişler ilk çıkar ya, benim kızım üstten ve yandan çıkardı ilk dişini! Sonra onun tam simetriğindeki ve gene üst ortalardan biri hemen takip etti. Şu an 3 diş, hepsi üst sırada olmak üzere yarım yarım çıktı, altakkilerden biri baş vermek üzere, elime geliyor ve en arkadakiler çok kaşınıyor galiba, çünkü eli sürekli ağzının arkalarında. Yani durdu durdu, hepsini peş peşe çıkarıyor. Gene de çok huyusuz değil kuzum, sadece bazı geceler memeye yapışık yatmak istiyor, ayırıp yatağına koyunca zırt pırt (mesela yarım saatte bir) kulağını çekiştirerek uyanıyor. Bir de bugünlerde acayip bir şekilde bana düşkün oldu. Eskiden gece uyandığında babası onu tekrar uyutabilirdi, veya sabah çok erken kalktığında babası onu kucağında uyuturdu işe gitmeden, şimdi kesinlikle beni istiyor. Gündüzleri de aynı odada bile olsak onunla ilgilenmemi talep ediyor. Bunların de sebebi diş çıkarıyor olmasından kaynaklı naz mı acaba?

Diş kaşıyıcılarını tekrar buzluğa atmaya başladım. Ama gene de bizimkinin en sevdiği diş kaşıyıcıları Arnavutköy hıyarı, prasa ve taze soğan. Hatta doktora gittiğimiz bir gün prasasını elinden bırakmamıştı da o şekilde elde prasayla gitmiştik. Pediatri bölümünde meşhur olduk tabii, prasalı bebek olarak :)

BESLENME

Deniz çok küçüklükten itibaren (sanırım 8 aylıktan falan) püre yemeyi bıraktı. Kahvaltısını peynir, pekmez, ceviz, ekmek, meyve vs karıştırıp püre olarak veriyordum. 1-2 kaşık alıp bırakmaya başlayınca bir de tek tek vermeyi denedim. Baktım ki ağzını kuş gibi açıp yemeye devam ediyor, bu taktiği bütün öğünlere yaydım. Artık sebzeleri, etleri, et suyunda iyi haşlanmış makarna ve pirinci, kahvaltılık bütün malzemeleri elimle parça parça veriyorum. Dişleri yokken bunları damağında iyice ezip, resmen çiğneme hareketini yaparak ağzında geveleyip geveleyip yutuyordu. Hatta diyordum ki "Deniz dişe ihtiyaç duymuyor, o yüzden çıkarmıyor". Şimdi ön kesiciler çıktığı için sert şeyler, örneğin diş kaşıdığı salatalıklar daha büyük tehlike arz ediyorlar. Dikkat etmek gerek!
Deniz'in menüsünün kalabalıklaşması çok rahat oldu. Artık dışarı çıktığımızda yanımızda onun hazır maması yoksa bizim yediklerimizden ona uygun olanları yedirebiliyorum. Bir tek tuzlu, yağlı kızartma ve koruyucu vs içerebilecek ne olduğu belli olmayan şeylerden uzak tutuyorum. Kendilerinin en sevdiği yemek ise balık buğulama. Geçen gün bir de acıkmış ki, benim yedirme hızımı beğenmedi, tabaktan avuç avuç alıp ağzına tıkıştırdı! Bir elinde de taze soğanı, ohhh!! Bir rakısı eksik hanfendinin :)

Bu arada ne yedirsem bu çocuğa diye düşünürken arkadaşım faydalı bir link gönderdi. Bu sitede her aydan bebekler için güzel yemek tarifleri bulabilirsiniz.


UYKU

Uyku konusunda aylardır bir arpa boyu yol gitmedik :) Denizcim 8,5 aylıkken İstanbul Parenting Class'ın kurucusu psikolog Sinem hanımdan uyku konusunu görüşmek için bir randevu aldım. Aslında çok iyi bildiğim şeyleri bir de uzmanından duymak için. Beni şüphelerimden arındırsın diye, ikna etsin diye. Ferber yöntemi savunucularından. Ne olduğunu bilmeyenler önceki postlarımdan şuna bakabilirler, ayrıca şu bloglarda da bu konuda hem bilgi hem de uygulama örnekleri var. Çok okudum, araştırdım, Sinem hanım'la da görüştüm ve inandım ki kendi kendine uyuması hem bebeğimin hem benim yararıma olacak, çünkü ikimiz de deliksiz,kesintisiz uyuyunca güne daha mutlu ve dinlenmiş başlayacağız. Deniz çok ağır olduğu için kucakta gezdirerek uyutmaktan memede uyutmaya geçtiğimde "aman ne güzel oldu, artık belim ağrımayacak" diye düşünmüştüm. Oysa bu sefer belim değil memelerim acıyor! Deniz öncekinden daha da çok uyanmaya, ve meme emmeden uyumamaya başladı. Hatta bazen memeden ayırınca uyanıyor hemen, iyice dalmasını beklerken ben de koltukta sızıyorum. Uyanıp beni yanında bulamayan kocacım gelip beni uyandırıyor da ben koltuk tepesinde boyun tutulmasından, Deniz de tepetaklak kucağımdan düşmekten kurtuluyoruz. Sabahları uyandığı andan itibaren gözlerini ovuşturuyor kuzum, çünkü o da benim gibi tam dinlenemiyor. Üstelik artık sadece benimle uyuduğu için babayla görev paylaşımımız sıfır oldu. Bütün yük benim omuzlarımda (pardon memelerimde!) :)
Artık açlıktan değil uykuya geçmek için emzik niyetine beni emiyor. Bu yüzden gece emzirmelerini de ortadan kaldırma vaktş geldş de geçiyor. Bazı geceler yaptığım denemelerden biliyorum ki Deniz'ciği odasında yalnız bırakmayıp yanında kalsam ve onu sevip okşayarak uyutmaya çalışsam da meme istediği için aynı derece ağlayacak. O yüzden ağlatmışken bari kendi kendine uyumak uğruna ağlatayım da değsin. Emin'İn 3 günlük seyahatini fırsat biliyorum ve bu akşam komşumuz olan arkadaşşım Esin'in desteğiyle operasyona başlıyorum. Buradan da gün gün nasıl geçtiğini paylaşmayı umuyorum. Umarım bu yazı dizisi çok uzun sürmez, ve başarıyla son bulur! Bize şans dileyin!

2 yorum:

  1. merhaba;
    blogları geç farkettiğimden ben de yeni blogcuyum: )
    bebeğim ne yesin sitesi çok işime yarayacak
    denize de maşallah çok şeker...
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Blogunu yeni keşfettiğimden rastgele okuduğum bu yazın beni şaşkına çevirdi çünkü ancak kopya kağıdı konsa bu kadar birebir olabilirdi yaşadıklarımız.

    Benim kızım Duru da şu anda 12. ayın içinde. 27 Haziran doğumlu. Gündüz muhakkak iki kere uyuyoruz ama uykuya yatma ve uykuda kalma saatleri değişiyor. En kötüsü gece 23 gibi uyuyor. Bir ara 22'ye çekmiştik ama yok en ufak fırsatı bile kullanıyor bu minik şekerler. Çok da hareketli, nasıl yorulmuyorlar bilmiyorum. Benim pestilim çıkıyor da, o uyuyana kadar kımıl kımıl hareket halinde. Yürümeye başladığı an yandığım andır :)).

    Yatakta kendiliğinden uyutmaya çalıştığımda kalkıveriyor ayağa bizimki. Meme konusuna hiç girmiyorum aynısını yazmışsın zaten. Kendiliğinden uykuya dalma konusundaki gelişmeleri ise sabırsızlıkla bekliyorum zira uygulamak isterim.

    Bulduğum fırsatta yazılarını okumaya devam edeceğim.

    YanıtlaSil