6 Mayıs 2010 Perşembe

3 ay arada neler oldu





Aylar geçti. Resmen 3 ay geçti en son yazdığımdan beri. Hem de gündemimizin çok dolu olduğu, konu açısından hiç sıkıntı olmayan bir 3 aydı. Sanırım sanal alemdeki bu durgunluğun sebebi gerçek dünyadaki ve benim duygu dünyamdaki fazlaca hareketlilik. Bu süreçte Deniz hızla ve rahatça emeklemeye, sıralamaya hatta elinden tutunca yürümeye başladı. Deniz'i ana kucağından kurtarıp ona bir araba koltuğu aldık (puset araştırmamı hatırlarsanız baya bir araştırma sürecimiz oldu gene. Bizim yediğimiz yemekleri yemeye başladı, geçirdiği idrar yolları enfeksiyonu ve 6. hastalık yüzünden gecelerce yüksek ateşi oldu, kukuşunun kenarında bir enfeksiyon oluştu, ilk dişleri çıktı (hala da çıkmaya devam ediyorlar). Hastalıklar antibiyotikler ve dişler yüzünden çok mızmız ve zor zamanlar, yürüme çalışmaları yüzünden çok hareketli ve kazalarla (neyse ki önemsiz kazalar) dolu zamanlar geçirdi kızım. Ben bir bebek psikoloğu ile görüşüp Deniz'in uykularını daha düzenli ve uzun hale getirmenin yolunu araştırdım (hala uygulamaya geçemedim), ellerinden tutup yürütmekten ve kucakta uyutmaktan bel ağrılarım arttı, rejime başlayıp başlayıp bırakarak topu topu 1 kilo verdim (şimdi gene rejimdeyim :P), gene her zamanki gibi 7 gün 24 saat annelik yaptım ve doğrusu fiziksel ve psikolojik olarak yorulduğumu hissettim. Sonunda, iki hafta önce haftada 3 gün bana yardıma gelecek, hem ev işi hem bakıcılık yapacak bir bayan buldum. "Bir şeyler yapmak gerek" duygumu büyüttüm ve kafamda iş projeleri oluşturdum (ufak ufak realize etmeye de başlıyorum). Sürekli hareket ve keşif (eşittir yaramazlık) halinde bir bebekle uğraşmaktan, sadece bebekli arkadaşlarımla buluşup sadece bebek konuşmaktan, her akşam TV karşısında pinekleyip erkenden yorgunluktan sızmaktan, yürüyüşte, alışverişte, dinlenirken, eğlenirken, sevişirken, yemek yerken, tuvaletimi yaparken sürekli aklımın bir köşesinde "şimdi uyanır, çok vaktim yok" veya "düşüp başını vurmasa" veya "acıktı mı, susadı mı, uykusu mu geldi, sıkıldı şimdi kucak isteyecek" diye düşünmekten yoruldum. Sonra kızımın bir gülüşü, bir bakışı beni iyileştirdi. Sonra gene yoruldum. Başka annelerin doğumdan hemen sonra yaşadıkları doğum sonrası depresyonunun bir benzeri beni 10 ay gecikmeli yakaladı galiba... Elimde kalan tek kimliğim "Deniz'in annesi Özlem", tek yaptığım şey annelik ve bunda bile sık sık başarısız ve yetersiz hissediyorum. Bir an önce harekete geçip bir şeyler yapmam ve kendimi toparlamam lazım. Bunlardan biri de ihmal ettiğim sevgili bloguma tekrar düzenli yazmaya başlamak. Zaten yukarıda söylediğim gibi, yazacak çok şey var. Hobilerimi ve annelik dışındaki meşgalelerimi geri kazanmalıyım!

5 yorum:

  1. şükür kavuşturana ...üç aydır yollarınızı gözlüyorum özlem ne zaman bişeyler yazacak da ben zevkle okuyacağım diye ..her pazartesi açıp bakıyodum belki bu hafta sonu yazmıştır diye...Geçirdiğiniz kötü günler için geçmiş olsun diliyorum .Üç ay aslında kısa bir süre belki ama bir bebek için ne kadar da önemli gelişimi için neler değişebiliyor .Lütfen yazmaya devam edin Sevgiler ayşe

    YanıtlaSil
  2. Deniz'in pırasalı, taze soğanlı fotoğraf ve anılarını da blogunda görmek istiyoruz Özlem!

    YanıtlaSil
  3. Ben de uzun zamardir ugrayamiyordum buraya. Ne kadar buyumus, guzellesmis.

    YanıtlaSil
  4. Ayşe: çok teşşekkürler, bu ne güzel motivasyon! Bunler ne güzel sözler ! :)

    Adsız: Seni gidi korsan, sen söylemesen kim olduğunu hiç anlamazdım! Başkalarından süpheleniyordum !

    ElfAna: Çok teşekkürler. Gerçekten hızla büyüyor!

    YanıtlaSil
  5. Özlem hoşgeldin. Gitme bi daha:) Ben de artık oldukça az yazabiliyorum. Zaman denen meret ne kadar da hınzır, bir var bir yok... Kuzu da maşallah büyümüş, daha da güzelleşmiş.

    YanıtlaSil