27 Temmuz 2010 Salı

Tatilin Kötüsü ve Uzunu Olmaz !




3 Haftamızı Deniz'İn halasının Çeşme'deki yazlığında geçirdik. Deniz babaannesi, halası, eniştesi, 2 kuzeni ve arada bir gidip gelen babası ile birlikte bahçeli bir evde olmanın tadını çıkardı. İstanbul nemden ve bunaltıcı havadan kavrulurken biz Çeşmenin bitmeyen esintisinde hiç terlemeden ve sıcaklamadan geçirdik günlerimizi (havamızı atalım :) ) Deniz ayrıca adına esin kaynağı olan denizle gerçek anlamda buluştu. İlk kez tuzlu suyun tadına baktı. Daha ilk girişinde (Ilıca'da kumluk bir plajda) elinden tutan babasıyla derinlere doğru kocaman adımlar atarak yürüdü, yüzünde şaşkınlık-zevk karışımı bir ifadeyle. Sonra bu ifadenin yerini kahkahalar aldı. İflah olmaz bir deniz kızı oldu 3 hafta, umarım ileriki senelerde de böyle devam eder. Sahilde sohbet ettiğim anne babaların birkaçının bebekleri 0-1 yaşlarındayken denize çok severek girip 2-3 yaşlarında birden korkmaya başlamışlar. Anlaşılan bebekken korku nedir bilmiyorlar ama sonradan oluşabiliyor fobiler.
Tabii ki tatil ve bol akraba ortamnda düzenler şaştı, uyku öncesi rutinler biraz sekteye uğradı, yemeği mama sandalyesinde oturarak yemek kuralımız esnedi. Hatta sık sık "eyvaaah, İstanbul'a dönüp başbaşa kaldığımızda ben nasıl başa çıkacağım" dedirtti. İlk günler çimenlerin üzerinde yalın ayak gezmek istemeyen Deniz'in daha sonra çimenlerde hortumdan akan suyla oynamak en büyük eğlencesi oldu. Bir de kum havuzunda kumla oynamak (aslında oynamaktan çok kumun içine oturup bir tırmık veya küreği pat pat kuma vurmak, sonra da kumları avuçlayıp avuçlayıp havaya-kendi yüzüne gözüne saçına başına- atmak). Bu arada kumla oynarken gelip kendi elindeki oyuncağı alan 3 yaşlarındaki bir ablaya karşı ilk ciddi kızgınlığını yaşadı. İlla onun aldığı ördekle oynamak istedi, kızın elindeki oyuncağı gösterip gösterip bütün vücudunu kasarak "hhhhhhmmm" diye (tahmin edersiniz yazıyla ifade etmek çok zor olan bir ses) acayip sesler çıkararak sonunda ağlamaya başladı. Ancak o ördekten daha gerçekçi bir ahtapot oyuncağı ile aklını çelebildik :)
Deniz bu tatilde eniştesinin, anneannesinin, babaannesinin ve halasının kucaklarında uyudu. Bu iyi birşey, anne diye tutturmadı. Anneanne ve özellike babaanne sayesinde Deniz'i biraz bırakıp gezebilmek bize de çok iyi geldi.

Sonuçta güzel ve uzuun bir tatil oldu. Hatta öğrencilik hayatımdan beri ilk kez 1 haftadan uzun tatil yapmış oldum. Sanırım çalışmıyor olmakla ilgili en sevdiğim şey bu oldu :) Ama bütün güzel şeylerin sonu olduğu gibi tatilimizin da sonu geldi ve İstanbul'umuza döndük. Doğrusu ne kadar iyi vakit geçirirse geçirsin, rahat olursa olsun, insan evini özlüyor. Şimdi Deniz'le bu aralar artan sıcaklardan terleyerek eve adapte oluyoruz, eski 2 kişilik düzenimizi kurmaya çalışıyoruz. İşte aşağıda da tatille ilgili bazı tespitleri bulabilirsiniz. Bir yaş ve civarı bebeklerle ilgili daha çok, çünkü 0-6 ay bebeleri tatilde matilde çanta gibi yanınızda taşıyabiliyorsunuz, zaten genelde uyuyor oluyorlar!



- Bebeğin uyku durumuna göre plan yapmak çok yersiz bir hareket. Çünkü değişen düzen yüzünden hiçbir uyku saati tahmin ettiğiniz gibi olamayabiliyor. Mesela biz ne zaman “Deniz uyusun uyansın da onu da alıp şuraya gidelim” diye plan yapsak Deniz’in uyumayacağı tutuyor. “Nasıl olsa uyumaz o saatte, gider geliriz” desek acayip uykusu gelip şıp diye uyuyor!
- Tatilde en çok kullanılan bebek eşyası kesinlikle şapka! Birkaç tane bulundurmakta fayda var. Geniş kenarlı olanları daha iyi koruyor.
- Bebeklere uygun olan yüksek koruma faktörlü kremlerden de bolca sürmek gerek. Ama en iyisi sabah 11 ile 16 arası pek güneşe çıkmamak. Bu saatler için su seven bebekleri oyalamak amacıyla şişme bir havuz veya bahçe hortumu çok işe yarıyor! İnanılmaz eğlenceli dakikalar geçirmeye hazır olun!
- Kolluklar, şişme hayvanlar, makarnalar (böyle kocaman bir şeyi kolayca kaldırabilince çok şaşırdı bizimki), her boy yüzen toplar, öten banyo ördekleri ve tabii kum oyuncakları tatilin tadı tuzu.
- Kalabalık bir aile içinde tatil yapacaksanız dikkat edin! Herkes bebekle diğerinin ilgilendiğini zannederken çocukcağızların başına tatsız işler gelebiliyor.
- Hamaklar dengesiz olabiliyor, biraz yana kaykılınca bizim Deniz yan dönen hamaktan aşağı yuvarlandı top gibi. Neyse ki alçaktı!
- Arı ve böcek sokmaları, yanıklar için çantada her zaman bir antihisaminik jel (mesela Fenistil) bulundurun. Hem çocuğunuz, hem sizin için!
- Bebek sahibi anne babaların sahilde çocukları sayesinde nasıl hızlı sohbete başladıklarına ve birkaç günde etraftaki bütün anneleri ve bebeklerini tanıyor hale geleceğinize şaşıracaksınız!

3 yorum:

  1. Henüz tatile gidememiş ve hatta 3 senedir şuydu buydu derken tatil yapamamış biri olarak, okuyunca biz tatildeymişiz gibi hissettim ve de keyiflendim. Ben de pamuk Duru'muzun denizle ilk karşılaşmasında neler olacak çok merak ediyorum doğrusu. Şişme havuzla idare ediyoruz şimdilik ve ancak Eylül başında yapabilme imkanı bulacağımız tatilin hayalini kuruyoruz şimdiden.

    Öyle bir sosyalleşti ki bizimki ele avuca, eve, bahçeye sığmıyor. Dışarı çıkanın arkasından ağlar oldu. Minik sosyal böcekler n'olcak! Hep böyle olsunlar da biz de onların keyifli halleriyle keyiflenelim. Tatil tüyoları mutlaka tarafımdan dikkate alınacak, sağol.

    Deniz fotoğraflarında her zamanki gibi şeker gibi.

    DENİZkızına öpücükler...

    YanıtlaSil
  2. benim oğlumda 3 yaşında artık :) Tatil için tam vaktimiz.tatil ve deniz diye ölüyoruz şuanda BaBAMIZ ASKERDE 54 GÜN SONRA İNŞaLLAH BİZDE AİLECEK BİR TATİLİ dolu dolu hakediyoruz.Denizde çok sevmiş gibi görünüyor denizi.Bol bol keyfini çıkarmış ne güzel. :)

    YanıtlaSil
  3. Defne, çok teşekkürler. 3 sene tatil yapamamış olmak ne fena! Çoookktaaan haketmişsiniz güzel bir eğlence ve dinlenceyi!

    rehnuma, Allah kavuştursun. Umarım çok güzel bir tatil olur!

    Herkese ve tüm bebişlere iyi tatiller!

    YanıtlaSil