10 Ağustos 2010 Salı

Deniz Ne İşler Karıştırıyor

Deniz'cik bir iş karıştırmıyor.Sadece büyüyor ve gelişiyor. Yeni beceriler kazanıyor, daha fazla anlayıp daha derdini- isteğini anlatmaya çalışıyor. Bizi bazen çok şaşırıtp bazen güldürüp eğlendiriyor. Unutmamak için yazıyorum:

-Bugün (10 ağustos) bir dönüm noktasıydı. Normalde bir yerde otururken bizden hiç uzaklaşmayan, en çok kafede-lokantada 1-2 masa ileri gezen kızım bugün arkasına bile bakmadan 30-40 m. uzaklaştı, hatta bir de köşe dönerek gözden kayboldu. Tabii kaybolmadı çünkü ben de peşinden gittim, ama gitmesem ruhu duymayacaktı. Bir kez de değil, ikincisinde de beni kitapçıda bırakıp dışarı çıktı ve dışarıda da kaotırıp gitmeye devam etti! Tehlikeli bir dönem başlıyor! Veya Deniz bana "sen misin beni memeden kesen, ben de senden iyice bağımsızlaşırım görürsün işte!" diyor!

- Gene bugünden bir ilk: Emin dışarı çıkacakları zaman Deniz'e hep "haydi kızım git ayakkabılarını getir sana giydireyim de gidelim" der, ama Deniz anlamaz gözlerle bakar. En iyi seferde ayakkabıların tekini babasına götürmüştü. Bu sabah ise Emin işe gitmek için hazırlanırken hiç bir şey demediği halde Deniz ayakkabılarının ikisini de babasına getirip uzattı,sonra da kapıya yöneldi! Sanırım bu iki gün önce aldığımız motorsiklet şeklindeki bisiklete (hani şimdilerde moda olan yanları korumalı, üstü tenteli, arkadan bir kolla ebeveynin iterek yönlendirdiği bebek bisikletlerinden) binme hevesinin dışavurumuydu! baba işe yetişiyor olduğundan sabahın 8'inde bisiklet gezintisine çıkarma işi anneye kaldı :)

- Bugün Deniz'i bir alışveriş merkezine götürken (bu sıcaklarda başka hiç bir yere gidemiyorum! Klimalı ortam şart!) araba koltuğuna koyduğumda ağlamasın diye yanına bisikletini de kodum. Bir eliyle gidonundan tutup ciddi bir ifadeyle arada bir bisikletine bakarak gidişi süper komikti! Yol boyu bisikletini bir an bile bırakmadı!

-Memeden ayrıldı. (Nasıl olduğunu ayrı bir yazıda detayıyla anlatacağım) Ama uyumak için emmeye alıştığından uykuya dalmakta zorlanıyor. Özellikle de benim kucağımda. Babası çook ilginç bir sırrını açıkladı: Deniz'i kucağına aldığında başına omuzuna koymak ve uyku moduna girmek istemiyorsa "zerzevatçı" diyormuş. Veya içinde zerzevatçı kelimesi geçen herhangi bir cümle kurması (hem de gayet sakin bir ses tonuyla) yeterli oluyormuş. Bugün öğlen uykusuna yatırırken denedim. İnanılır gibi değil! Anında sarılıp uyku moduna girdi! Halbuki dün uyutmak için baya bir uğraşıp başaramadıktan sonra bu sıcakta hanfendiyi pusetle sokakta dolaştırmak zorunda kalmıştım. Ancak o zaman uyumuştu ama ben de kan ter içinde kalmıştım tabi! Aslında çocukcağız bağıraçağıra geçen zerzevatçılardan korkuyor. Sanırım bu yöntem bu korkuyu derinleştirebilir. Böyle saçma şeylerle uğraşacağımıza Deniz börüşcesine uyku eğitimi vermek gerek... (bunu 6 aylık olduğundan berş söylüyorum dimi :) )

- Bu sabah iki üç kez bana bakarak "anne" dediiiiiiiiii!!!! YUUPPİİİİİ!!!!!

- Fark ettim ki bugün çok işler başarmış kızım! Memeden kesilince gece uyanmaları neredeyse yok oldu, sadece sabaha karşı 4-5 gibi bir kez uyanıyor. Psikolog gece kesintisiz uyuyan bebeklerde gelişimin gözle görülür şekilde hızlandığını söylemişti. Acaba bunlardan mı bahsediyordu?

1 yorum:

  1. bugunlerde blog yazarlari ya dogum yapiyorlar , ya da hamile kaliyorlar ve bir cok blogcuda dogum icin gun sayiyorlar :)

    umarim sikintisiz bir hamilelik gecirir ve bebegini saglikla kucagina alirsin :)

    YanıtlaSil