4 Haziran 2009 Perşembe

Öylesine..

Yazılacak konular aklımda birbirini kovalıyor. Ayrıca git gide azalan zamanım, doğumdan önce yapıp bitirmek istediğim bazı şeyleri yetiştiremeyeceğim endişesi yaratmaya başladı. Çok önemli şeyler değil bunlar aslında. Kızımın yatağının başucuna asmak istediğim Nazım Hikmet'in Vera Uyandı şiiri için bir resim-illüstrasyon yapmak, bebekler ilk ayda ancak kırmızı, siyah beyazı net görebildikleri için Deniz'in yatağına asılacak bir el yapımı dönence benzeri oyuncak hazırlamak, salondaki kocaman boş duvara asmak üzere başladığım tabloyu bitirmek (bu en zoru! ) gibi şeyler. Biliyorum ki şu an hayatta bir daha kolay kolay yakalayamayacağım bir "boş zaman" yaşıyorum. Benden tek beklenen huzurlu, sağlıklı, mutlu olmam. Benim iyiliğimi çok istediklerinden değil haaa! İçimde büyüyen bebeğimizin de böyle olmasının tek yolu bu olduğu için :) Ben ne kadar iyi (sağlıklı) beslenip sol tarafıma yatıp dinlenirsem bebiş o kadar büyüyor, ben ne kadar mutlu huzurlu olursam o da o kadar iyi hissediyor. Dinlediğim güzel müzikleri o da iyice duyabilsin diye sesini iyice açarak dinliyorum artık. Göbeğimi bol bol okşayıp Deniz'ciğimile bol bol konuşuyorum. O da deli deli hareketleri ve tekmeleriyle karşılık veriyor. Bunu hissetmek ne müthiş birşey! Doğduktan sonra göbeğimdeki sürekli gerginlik hissi, eklemlerimdeki ağrılar, ağırlık taşıyor olma hissi gibi şikayetlerim bitiverecek diye seviniyorum ama bu içimdeki hareketleri özleyeceğimi de hissediyorum.
Kocam eve erkenden geliyor, kedi gibi yanımıza kıvrılıp kızımızla konuşuyor o da. Bir kucaklayışta hem beni hem kızını sarmalayabilmenin çok güzel ve babalara özel bir şey olduğunu söylüyor :) Bir de tabii o sıkıcı toplantılarda ter dökerken ben evde keyif yaptığım için "oohh, hamilelik ne kebap işmiş, ben de hamile olmak istiyorum yaa!" diyor arada bir :) Çocukluğumdan beri hamileliği ve anneliği seveceğimi biliyordum ve kendi kendime "iyi ki kız olarak doğdum, böylece büyüyünce hamileliği, doğumu, anneliği yaşayabileceğim" diye düşünürdüm. Erkekler alınmasın ama şimdi bunun için daha da çok şükrediyorum. Benzer duygularla doğumumu da normal olarak yapmak, hatta eğer mümkün olursa, çok ihtiyaç duymazsam uygun nefesler ve kocamın desteğiyle ağrı kesici bile almamak istiyorum. Anne annlerimiz, babannelerimiz, annelerimiz bizi nasıl doğurdularsa öyle. En doğal şekilde, her anını yaşayarak dünyaya getirmek isterim kızmı, eğer tıbbi bir engel olmazsa tabii...
İşte böyle, günlerimi yeni yeni keşfettiğim ve acayip zevk aldığım bloglar aleminde bir sürü ilgili-ilgisiz şey okuyarak, dinlenerek, kızımla iletişim kurmaya çalışarak geçiriyorum. Bu yalnızlık ve sükun hali ilginç bir şeklide kendi içime bir dönüş hali yaratıyor bende. Tarifi zor bir duygu, bir nevi "farkındalık" . Keşke herkes bu büyülü süreci yaşayabilse. Bu büyülü süreci de böyle benim gibi rahat, stressiz, minimum fiziksel sıkıntıyla, dünyevi koşuşturmadan ve dertlerden uzak geçirebilse.
Bütün hamilelere ve hamile olacak olanlara dileğim budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder