12 Ağustos 2009 Çarşamba

3. Gün, Artık Evdeyiz


İlk iki gecemizi hastanede geçirdik. 9 Temmuzda evden getirdiğimiz kıyafetleri giyip, araba koltuğumuza oturup eve ilk adımımızı atma günü. İnsan daha karnındayken ne boyutta kıyafet götürmesi gerektiğini bilemiyor. Ben hastane çantasını ilk hazırladığımda en küçücük tulumlardan koymuştum. Sonra ultrason verileri 4 kiloya yaklaştıkça onların yerine daha büyüklerini koydum. Sonuçta Deniz 4170 gram, 53 cm doğmuş da olsa tulumların içinde yüzdü :) Ayrıca araba koltuğu-ana kucağı da kendisine çok büyük geldi, kafacığı sağa-sola düşüp durdu, bizi yol boyunca tedirgin etti. Bu arada önemli not: Bizim düştüğümüz hataya düşmeyin, hastaneden çıkmadan önce mutlaka sakin bir anda araba koltuğunu monte etmeyi deneyin. Biz kullanma talimatına bakıp "çok kolaymış canım" deyip sonra ağlayan bir yeni doğmuş bebekle panik halinde yanlış takmaya çalışmayın.
Deniz'in kendisi de rahat edememiş olacak ki koltuğunda sürekli ağladı ve babası arabada böyle bir hazine taşıyor olmaktan dolayı arabayı çok stresli kullandı. Nihayet kapıya geldiğimizde evde bizi babaanne ve hala kızı Cansu karşıladılar. Babaannenin gözlerinde yaşlar tabii :)
Eve girdik ki, bir de ne görelim! Bütün giriş balonlarla süslenmiş, heryerde hastaneye gelen birbirinden nefis çiçekler, eşten dosttan kartlar dolusu iyi dilek notları... Evde tam bir bayram havası esiyordu,çok hoş bir karşılama oldu gerçekten. Bu arada buradan çiçeklerini ve iyi dileklerini esirgemeyen, mutluluğumuzu paylaşan bütün dostlarımıza da çok teşekkürler ediyorum.

O ilk günler hava o kadar sıcaktı ki daha önce planladığımız bizim yatak odamızdaki uyuma, alt değiştirme düzenini olduğu gibi salona, yani evin tek klimalı odasına taşıdık. Zaten hastaneden çıkmadan ziyaretimize gelen çocuk doktoru bebeğin 20-24 derece civarı bir odada bulundurulmasını söylemişti ve bizi, odada yeni doğmuş bebek olmasına rağmen klimayı kapatmayımışımızdan dolayı tebrik etmişti. Genelde aileler bebek odaya gelir gelmez klimayı kapatıp hep beraber sıcaktan pişiyorlarmış ve bu bebek için üşümekten çok daha kötüymüş.
Böylece salondaki kanepe benim lohusa yatağım, yemek masası kızımın alt değiştirme ve bakım masası haline geldi, yatağı da baş köşeye yerleşti.
İlk gecemizde baba ve ben kızımızla birlikte salonda uyuduk. Fakat bıcırık yatağında yatmak istemedi. Benim göğsümde uyuyarak ve sık sık meme emerek geçirdi ilk geceyi. Tabii biz tedirgin. "Ya kucağımda bebekle uyuyakalırsam, ya üstüne yatıverirsem, ya kucağımdan düşerse" Her uykuya daldığım anda kızımla ilgili acayip gerçekçi kabuslar görüp durdum. Her uyandığımda da rüya olduğuna şükrettim. Gayet uykusuz ve huzursuz bir ilk gece geçirmiş olduk.

Gündüzleri durum daha iyiydi. Ufaklık beklediğimiz gibi kucak ve meme bağımlısıydı, ama neyse ki sürekli ağlayan bir bebek değildi. İlk andan itibaren meme emme konusunda sıkıntısı olmadı. Kendisine obur bile diyebilirim! Yatağına koyulmaktan pek hoşlandığı söylenemez ama "kucağa alıştı bu" yorumları bence olaya tersten bakmak oluyor. 3 günlük bir bebek kucağa alışmaz, tersine aylardır içinde bulunduğu ve tanıdığı tek varlık, tek huzur kaynağı olan anneden ayrı yaşamaya daha yeni yeni alışmaya başlar. Eh, kabul etmeli ki bu bebişler için hiç kolay olmasa gerek...

Evde ikinci günü halasının kucağında, kuzeninin kucağında birer ikişer saat, babaannenin yaptığı ince ve gevşek kundakta yatağında bir süre uyuyarak geçirdi. Bu sıralarda ben de sakin bir odaya çekilip hayatımın en derin uykularından birini uyudum. O kadar ki uyandığımda kim olduğumu, nerede olduğumu hatırlamam biraz zaman aldı!

Akşam üzeri, karnı iyice doysun, keyifli bir anını kollayıp ilk banyosunu yaptıracağız!

3 yorum:

  1. Gozunuz aydin :) Minik kiziniz gelmis, hosgelmis :)

    YanıtlaSil
  2. selam
    blogunu yeni keşfettim-ki zaten sen de yeni açmış sayılırsın
    hayretler içinde okudum doğum öykünü.
    tombul minnoşa sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Evet miniik kızımız geldi ve hayatımızın orta yerini kapladı :) Blog yazmak zorlaştıpek çok şeyle birlikte fakat insan yaşadıkça görüyor ki herşeye değer bu minikler. Gene de biraz sseyrelmişş de olsa yazmaya devam.. Sevgiler..

    YanıtlaSil