7 Aralık 2010 Salı

MEMELERE VEDA! Sütten kesilme hikayesi..

Bizim hikayemiz mutlu sonla biten bir hikaye. Aynı yöntemi tavsiye ettiğim iki arkadaşımın hikayeleri de mutlu sonla bitti. Hem de ikisi de bebeklerinin meme düşkünlüğü had safhada olduğu için bu meseleden ölesiye korkan ve ümitsiz olduğunu düşünen arkadaşlarımdı. Zaten bebeğini bir seneyi aşkın zamandır emziren hangi anne için bu konu korku ve endişe verici değildir ki! Üstelik emzirilmeye alışan bebekten başka, ortada bir de emzirmeye alışmış anne vardır. İşin içine kriz anlarında meme verip histeriden kurtulmanın ve her an ideal mamayı yanında hazır bulundurmanın rahatlığı eklenir. "Acaba bebeğime haksızlık edecek miyim, biraz daha emsin yavrucak" gibisinden suçluluk duyguları da, etraftan (özellikle anneanne babaannelerden) gelen tepkiler de cabası. Ama işte geceleri uyanmalara devam etmek, olur olmaz yerlerde elini bluzünüzün içine sokup meme diye ağlayan bir çocuğun sebep olduğu zor durumlar, artık anne sütünün besleyiciliğinin azaldığını bilmek, emzik olmaktan bıkıp memelerinizi eski cinsel kimliklerine kavuşturma isteği ve belki çocuğunuzdaki iştah azalması sizi bu kararı vermeye iter. Asıl sorun başlar, bu kadar memeye düşkün çocuğu ne yapıp vazgeçireceğim?

Ben bu kararı Deniz 13 aylıkken, kazara gelen 2. hamilelik yüzünden vermek zorunda kaldım. Doktorum emzirmenin düşük riski oluşturabileceğini söyledi. Ben de acilen kararımı verip uygulamaya koymak zorunda kaldım. O sırada İstanbul Parenting Class'ta Sinem hanımın 1-3 yaş Çocuklarla ilgili 4 derslik eğitimine katılıyordum. Dolayısıyla kendisine tavsiyelerini sordum. Şu yazısındaa bahsettiği yöntemleri söyledi. Ben forumlardan okuduklarımdan ve bize uygun olacağını düşündüğümden, kahve telvesi sürme yöntemini denemeye karar verdim (iğrendirme yöntemi diye geçiyor).

Türk kahvesini suyla çamur kıvamına getirip memeye sıvadım. Bir daha emmek istediğinde Deniz'e gösterip "bak canım meme uf olmuş gördün mü" dedim. Bir yüzüme bir memeye şaşkınlıkla bakıp sonunda şevkatle memeyi okşadı, yanağını temiz yerine sürdü, ve gitti. Bir daha istediğinde tekrar ve tekrar aynı sahneleri yaşadık. Sonra göstermeden "meme" dediğinde "uf olmuş Deniz'cim hatırladın mı" deyip dikkatini başka şeylere çektim. Tahminimden çok daha sancısız oldu. Israr etmedi. Sadece Deniz o sırada meme emerek uyuduğu için uykuya dalmakta çok zorlandı. Kucağımda çeşitli pozisyonlarda gezdirip sallasam da tam uyuyacakken birden ağlamaya başlıyordu. Neyse ki meme bırakma girişimimizi hafta sonu yapıyorduk ve babamız evdeydi. Baba uyutma görevini üstlendi, ama bana alıştığından babayla uyuması da hiç kolay olmadı. Hatta ağlama krizlerini durduramayıp sokağa çıkıp sokakta ileri geri yürüyerek uyuttuğu bile oldu Emin'in. Ama bu ilk 2 gün böyle oldu. 3. gün benimle memesiz uyumayı da kabul etti. Bu sefer de ben onu uyuturken ağlama krizine girdim, "ah benim canım kızım meme emmeden de uyurmuş, ne uslu, ne uyumlu bebek bu canım kızımmmmm" şeklinde bir duygu seli yaşadığım için. Kadın milleti acayip işte, hele de anne ise...

Böylece kahve telvesi sayesinde ilk denemede, çok sancısız sayılabilecek bir şekilde, sadece 2 gün uyku sıkıntısı ile bu süreci atlattık. Ben bir hafta kadar daha emin olamadığım için "ya meme krizi tutarsa" diye yanımda bir poşette suyla karışık çamur kıvamında kahve taşıdım. Ama hiç gerek olmadı. Gene ne olur ne olmaz diye uzunca bir süre memeleri çıplak görmesin diye özen gösterdim. Emen bebeklerden uzak tuttum, hatırlatmayalım diye düşündüm. İlginç bir şey fark ettim ki, meme emdiği günleri tamamen unutmuş gibi görünüyor. Oyun oynarken annelerinin kucağına çıkıp meme emmeye başlayan arkadaşlarını gördüğünde şaşkınlıkla izliyor. Sonra evde benim mememi açıp gülerek "meme" diyor ve öpüyor. Ağzıyla emme hareketi gibi bişeyler yapıyor, ama kesinlikle meme ucunu emmek, ağzına almak falan yok. Nasıl yapıldığını, ne yapıldığını tamamen unutmuş gibi.

Bu yöntemi günün her saatinde her krizde meme isteyen, gece boyunca memeye yapışık yatmak isteyen Deniz yaşında bebekleri olan iki arkadaşım da uyguladı benden sonra. İkisi de çok korkuyorlardı, yaşayacakları krizlerden, geçirecekleri zor gecelerden. Bir tanesinin korkusu oğlunun memeden iğrenmesinin onun gelecekteki cinsel hayatını kötü etkileyeceğiydi. Sinem hanıma ilettim bu sorusunu, onlar için meme cinsel bir obje olmadığı için bir şey olmayacağını söyledi. Diğer arkadaşımınki ise ilk gördüğünde çok korkup gerisin geri kaçarak korkutmuş annesini. Çocuk bu sefer benden korkmasın diye vazgeçmeye yeltendi ama bir daha göstermeye bile gerek kalmadan sorun çözülmüş. Şimdi ikisi de emzirmeyi bırakmış durumda.

Bir de işin anne boyutu var tabii. Memelerin sahibi de bu değişiklikten bebeler kadar etkileniyor. Hatta fiziksel etkisi çok daha fazla oluyor. Çünkü vücut bir süre süt üretmeye devam ediyor ve memeler şişip korkunç boyutlara ulaşabiliyorlar. Ağrı verici bir deneyim. Böyle olunca pompayla sütü boşaltmak gerek çok beklemeden. Ama bu işlemi çok sık yapmayın. Sadece memeler şiştikçe. Çünkü emilmek, veya sağılmak, süt üretimini arttıran bir olay. Ben hatırladığım kadarıyla ilk gün iki kere, sonraki günler birer kere sağmıştım. Bir de göğüsleri bir tülbentle sıkıca sarmak süt üretimini azaltıyor. Ama bunların yetmediği bir arkadaşıma doktoru sütü kesen bir hormon ilacı vermiş.

Sonuçta kızımla hayatımızda önemli bir dönem sonra erdi. Güzel bir deneyimdi. İlk haftaları çektiğim acılar dışında her anından çok zevk aldım. Bence anne bebek arasında müthiş bir paylaşım, çok eşsiz bir deneyim. Denizin aç ağlarken memeyi görünce ağzını kuş gibi iştahla açıp yapışması ve yüzüme bakarak mutlulukla karnını doyurması hayatımdaki en güzel anılardan biri olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder