9 Nisan 2009 Perşembe

İlk şüphe - İlk umut


21 Kasım 2008

Şimdi düşününce fark ediyorum ki hayatımda pek çok anı, benim iş için yaptığım yurt dışı seyahatlerini de içeriyor. Bir seyahatte derin fırtınalar içindeki aşk hayatımın gidişatına çözüm bulmaya çalışıyordum, başka bir tanesinde babaannemin vefat haberini alıp apar topar geri dönmüştüm. Ani bir kararla bu düzensiz günlükleri tutmaya başlamam da gene bir iş seyahati için havaalanında beklerken olmuştu.

Hayatımın en güzel ve önemli haberinin ilk şüpheleri, bir montaj için gittiğim Moldova'da içime düştü. Daha gitmeden bir iki gün öncesinden reglimin gecikmiş olduğunu fark etmemiştim. Ha bugün ha yarın diyerek bekliyordum. Yolculuk, ordaki işe başlamak, kısa sürede işi düzgünce bitirmek telaşı falan derken ben ancak 2 gün sonra gecikmenin devam ettiğini fark edebildim. Tabii içime düştü koskocaman bir heyecan! Sayıyorum sayıyorum, 4 günlük bir gecikme... Bir tarafım deli gibi inanmak isterken ( 4 gün gecikmişim,daha ne olabilir ki, aksi imkansız!) , bir yanım da erkenden sevinip sonra hayal kırıklığı yaşamamak için temkinli (hava değişikliği olabilir, yoksa yanlış mı sayıyorum, geçen ayın tarihini yanlış mı hatırlıyorum?). Gene de ben otomatikman şantiyede silikon, boya kokularından alçıpan ve ahşap tozundan falan kendimi korumaya başladım. Kimselere içimde büyüyen şüpheden (umuttan desek daha doğru aslında!) bahsetmedim çünkü kendimi ve sevdiklerimi bu fikre alıştırmak istemiyordum. Hala bir yanlışlık olması ihtimalini de göz önünde bulundurduğumdan İstanbul'a dönüşümüzü beklemeye ve döner dönmez bir test yapmaya karar verdim. Bir tek en yakın arkadaşım Gönül'le son gün duygularımı paylaşmadan yapamadım.. Eeee, birisine söylemesem çatlayacaktım!

Nihayet eve dönüş vakti geldiğinde kalbim deli gibi çarpıyordu. İçten içe hamile olduğumdan emindim, bir hafta ciddi bir gecikmeydi. Gene de sevinmek konusunda testi yapana kadar kendimi frenliyordum. Bir yandan da sürekli dua ediyordum "Tanrım n'olur bu mutlu haberi kocama ve aileme verebileyim. Şu montajda çalışarak geçirdiğim haftasonunun karşılığı olmuş olsun, bu kadar istemeden geldiğim şu montajın bende güzel bir anısı olmuş olsun"

Uçaktan iner inmez ilk işim havaalanındaki eczaneye koşup bir test almak oldu. Eczacı "testi sabah idrarıyla yaparsanız daha doğru sonuç verir" deyince bir kahroldum. Bir gece daha nasıl bekleyecektim! Neyse ki prospektüste, genelde yer etmiş bu inanışın hiç de doğru olmadığı yazıyordu.

Daha takside eve giderken heyecandan ellerim buz gibi olmuştu, dizlerim titriyordu. Eve girer girmez eşyaları elimden atıp zangır zangır titreyerek tuvalete koştum. Uyguladıktan saniyeler sonra oradaydılar! Hayatımın değiştiğini ve artık geri dönüşü olmayan sürecin başladığını söyleyen iki mor çizgi gözümün önündeydiler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder